Yargıtay'dan Çarpıcı 'Nafaka' Kararı! Eşine 'Erkek Değil' Dedi, Sonuç Şaşırttı!

İstanbul'da yaşayan Mesude A, kaynanasının evliliğine müdahale ettiğini ve kocasının ilgisiz davrandığını belirterek boşanma davasını kazandı. Tazminat ve nafaka almaya hak kazanan kadının eşinin de buna karşı dava açması dikkat çekti. Eş, karısının kendi ailesinin yanında “Halil erkek değil, yapamadı” diyerek kendisini küçük düşürdüğünü söyledi. Dava dosyası Yargıtay’a götürüldü.

Yargıtay'dan Çarpıcı 'Nafaka' Kararı! Eşine 'Erkek Değil' Dedi, Sonuç Şaşırttı!

İstanbul'daki bir boşanma davasında, kadın Mesude A., evliliğin sonlandırılması ve boşanma için başvuruda bulundu. Koca Halil A. ise karşı dava açarak evlilik bağının ciddi şekilde zayıfladığını belirterek boşanma istedi. Aile mahkemesi, Halil A.’nın annesinin evlilik üzerindeki etkisine kayıtsız kalması ve Mesude A.’ya ilgi göstermemesi dolayısıyla erkeği ağır kusurlu, kadını ise az kusurlu buldu. Mahkeme, kadının lehine maddi ve manevi tazminat kararı vererek boşanma kararı aldı.

KÜÇÜK DÜŞÜRÜCÜ SÖZLER

Tarafların kusurunu belirlemek amacıyla başvurulan istinaf mahkemesi ise talebi kabul etmedi. Bunun ardından Halil A., davayı Yargıtay'a taşıdı. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, erkeğin annesinin evliliğe müdahale ettiğine dair durumun kanıtlanamadığını, ancak taraflar arasında cinsel ilişkilerin yaşanmaması konusunda erkeğin de pay sahibi olduğunu, kadının ise küçük düşürücü ifadelerle kusurlu olduğuna hükmetti.

EŞİT KUSURLU OLARAK DEĞERLENDİRİLDİ

Yargıtay, kadının erkeğin ailesi önünde "Halil erkek değil, yapamadı" diyerek konuştuğunu belirtti ve kadını boşanma davasında kusurlu buldu. Evlilik birliğinin sarsılmasına yol açan olaylarda ise tarafların eşit kusurlu sayılması gerektiğine dikkat çekildi. Yapılan değerlendirme sonucunda Yargıtay, tarafların eşit kusurlu olduğunu belirterek kadına verilen tazminatları iptal etti.

Bu karar, eşler arasındaki "küçük düşürücü ifadelerin" kusur dağılımına etkisini belirleyici bir emsal oluşturacak. Yargıtay, boşanma davasında yalnızca tarafların davranışları değil, aile ve sosyal çevre içinde edilen sözlerin de boşanma gerekçesi olarak dikkate alınabileceğini vurgulamış oldu.

Yargıtay'ın eşit kusur kararı sonrası dosya, ilk derece mahkemeye geri gönderildi. Mahkemede belirlenen görüş, tarafların eşit kusurlu olduğu ve dolayısıyla kadının maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddedilmesi gerektiği üzerineydi. Ayrıca kadının nafaka talepleri de kabul edilmedi.